Üniversitelere Giriş Sınavına Girmek?

July 10, 2011

Bir kaç ay önce arkadaşlarımın da defalarca söylemesiyle, eski adıyla ÖSS olarak bilinen ve sürekli isim değişikliklerinden sıkıldığım için yeni ismini öğrenme gereği duymadığım sınava girmeye karar verdim. Girme nedenim, sıfırdan yeni bir bölüme başlamak değil, sadece Açık Öğretim’den bir bölüme daha ucuza girmekti.

Sınavdan birkaç gün önce, sınavın 27 Mart Pazar günü yapılacağını öğrendim. Tabi, artık sınava girecek olanlara kağıt göndermediklerini de bu sekilde öğrenmiş oldum. Şifremi hatırladığımdan, sisteme girip sınava gireceğim yeri öğrenmek zor olmadı. Bana zor gelen kısım ise, sınava giriş belgesinin üzerinde yazanları anlamak oldu.

Uyarıların 8. maddesi şu şekilde:

Sınavın yapıldığı binalara girişte adayların ve sınav görevlilerinin üstleri emniyet görevlileri tarafından elle ve detektörle aranacak; çanta, saat, cüzdan, cep telefonu, kulaklık, kablosuz iletişim sağlayan bluetooth vb. cihazlar, her türlü elektronik/mekanik cihaz, yüzük, kolye, küpe, bilezik, broş vb. takı ve anahtar, metal para gibi metal içerikli eşyalar ile sınav binasına kesinlikle girilemeyecek ve hiçbir eşya emanete alınmayacaktır. Bu nedenle yukarıda belirtilen türdeki eşyalarınızı sınava gireceğiniz binaya getirmeyeniz.

Sınava sadece bir kaç gün kala öğrendiğim bu bilgiler, beni oldukça şaşırtmıştı. Sınavın yapılacağı yere nasıl gideceğimi, telefonumu nereye birakacagimi bilmemek neyse de, evin anahtarını ne yapacagım sorusu kafamı epey karıştırmıştı. Google Maps’ten adresi kontrol ettim ve telefonumu da evde bırakmaya karar verdim. Yanıma sadece kredi kartım, ehliyetim ve giriş belgemi alacaktım.

Sınav günü uyandığımda, Google Maps’ten son kez kontrolü yaptım ve yanıma fazladan bir şey almadığıma emin olduktan sonra çıktım. Evimin anahtarlarını, kimsenin bakmayacagini umarak posta kutuma koydum ve sınava gireceğim okulun yolunu tuttum.

Erken kalktığım için ilk olarak yanlış bir okula gitmem sorun olmadı. Bunu farkettikten sonra, doğru okulu buldum ama hala 15 dakika vaktim vardı ve kapı önü biraz kalabalıktı. Sınava 5 dakika kala kapıya yöneldim, kredi kartım konusunda sorun çıkarmaları durumunda ayakkabımın içine koyacaktım. Sorun kredi kartı degil kimlik belgesi olunca gerçekten şaşırdım. Bana ehliyetin kabul edilmediğini söyleyen kişi muhtemelen okulun müdürüydü. Ehliyetimi Amerika’da bile kimlik olarak kullandığımı söylediğimde, Türkiye’de olduğumuzu belirtti ve kendiyle gurur duyar bir edayla kağıtta yazanları okudu.

Sınava girerken bu belge ile birlikte fotoğraflı ve onaylı özel kimlik belgenizi (Sadece nüfus cüzdanı veya pasaport özel kimlik belgesi olarak kabul edilecektir.) yanınızda bulundurunuz. Nüfus cüzdanınızda T.C Kimlik Numarası ve Fotoğraf bulunması zorunludur.

Nüfus cüzdanım ya da pasaportum olmadan içeri girsem de sınav salonuna alınmayacağım söylendi ve ben de tabiki içeri girip reddedilmeyi tercih ettim, ancak bu sefer de içeri giremeyeceğim söylendi. Bunun üzerine güvenlik görevlisi beni kapı ağzından dışarı almak isteyince, artık gitmem gerektiğini anladım. Giderken bahçede bana ne olduğunu soranlara ise, Türkiye’de almış olduğum ehliyet belgemin kimlik olmadığını söylediklerini aktararak okuldan ayrıldım.

Bu olaydan çıkardığım sonuç, istendiği takdirde yeni tanımlar yaratılarak insanları mağdur etmenin ne kadar kolay olduğu ve otoritenin baskısının ne kadar büyük olabileceği oldu. Eğitimcilerin bile mantığı sorgulamayı bırakarak, otoritenin kararlarını körü körüne savunmalarını görmek oldukça üzücü. Sınav sonuclarında şifre bulunması ise başka bir ders hepimize. Koyun olarak mutlu yaşayan insanların ise, Kurban Bayramı geldiğinde ne yapacaklarını merakla bekliyorum.